Yabancı Dil Edinmek

Yabancı dil öğrenmek isteyen herkesin ayrı bir nedeni var. Bazıları oynadığı bilgisayar ya da mobil oyunlardaki basit yapıları anlamak için, bazıları sadece sınavı geçmek için, bazıları da yıllar önce karşısına çıkan turiste cevap veremediği için ukte kalır ve yabancı dil öğrenmek ister. Bu yazımızda, dil edinimi ile ilgili “maruz kalma” terimine değineceğiz.

Girişte de belirttiğimiz gibi, yabancı dil edinmek isteyen herkes ilk önce en kısa yollara başvurur. Örneğin; İnternette gezinirken veya sokakta yürürken “1 ayda İngiliz gibi İngilizce konuşmak istemez misiniz?” veya “Bu kitap size Jack gibi konuşmayı öğretecek!” afişlerini görmüşsünüzdür. Afişin en tepesine bir çocuk iliştirirler, üzerine de yazarlar “Hi, I am Jack!” Bunların hepsi de bizlerin kolayına gelen yollardır. Ama size kötü bir haberim var, maalesef dil edinmek bu kadar kısa ve kolay yoldan elde edilebilecek bir nimet değildir.

Yabancı dil öğrenmek aylar belki de yıllar gerektirecek bir disiplindir. Tabi bu süreç, kişinin arzu ve isteklerine göre değişir. Örneğin; YKS-Dil sınavına hazırlanan bir öğrenci arkadaşımızdan yola çıkalım. Onların seçecekleri bölümler genellikle; mütercim/tercümanlık, İngilizce öğretmenliği, turizm ve rehberlik, İngiliz dili ve edebiyatı gibi belli başlı teferruatlı bölümler olacağından, dile olan eğilimleri ve yeteneklerini iyi keşfedip, keyif alarak ilerlemelidirler. Aksi takdirde, emekleri topraksız bir saksıda çiçek yetiştirmeye benzer.

Peki, “maruz kalmak” ne demek? Maruz kalmak, kelime anlamı olarak “bir olay veya bir durumla karşı karşıya olmak, abluka altında olup etkilenmek” anlamlarına gelir. Kişi kendini, yabancı bir dile düzenli olarak maruz bırakırsa dil kalıcı hale gelebilir. Peki bunu nasıl yapabiliriz? Şimdi bunlardan bahsedelim.

Gün içerisinde etkileşimde bulunduğunuz eşyaları düşünün mesela. Bir telefon, bir bilgisayar, kalem, kitap, bir işyerindeki yazarkasa, not defteri vb. eşyalar. Bu eşyaların her birinin üzerine İngilizce karşılıklarını, yapışkanlı bir kağıda yazarak eşyanın üzerine koymanız her seferinde o gördüğünüz eşyanın İngilizce karşılığını bilinçaltına not edecek ve zamanla yazıya gerek kalmadan o nesneyi gördüğünüzde İngilizce karşılığı zihninizde canlanacaktır. Örneğin; çok sevdiğiniz bir hikaye kitabının üzerine book (kitap) ya da hikaye kitabı (story book) yazısını yapıştırdınız. Kitabınızı her kullanışınızda veya gördüğünüzde o yazıyı görecek, nesnenin kelime karşılığını ezberleyecek ve hatta kelimenin telaffuz şeklini bile ezberleyeceksiniz.

Bol bol müzik dinleyin insanların ruhuna üfleyen müzik sanatı, elbette dil öğrenimine de katkı sağlayacaktır. Müzik dinlemek, müzik sözlerindeki kelimeleri incelemek, hem kelime dağarcığınızı geliştirecek hem de az önce bahsettiğim gibi telaffuz yeteneğinizi geliştirecektir ayrıca İngilizce altyazılı bir film de izleyebilirsiniz.

Telefonunuzun dil seçeneğini istediğiniz bir dile ayarlayın. Gün içerisinde hepimiz telefonumuzla vakit geçiririz. Telefonların içindeki kelimeler, günümüze uygun güncel kelimelerdir. Ayrıca sık sık kullandığınız uygulamalarda farklı bir dille kullanmak, maruz kalmanızı arttıracak eğilimlerden biridir.

Her şeyden önce kendinize inanın. Yabancı dil söylendiği gibi 1 haftada kazanılacak bir yetenek değildir çaba ve gayret göstererek, inişli çıkışlı zamanlardan geçerek öğrenilir, özgeçmişinize yazabileceğiniz bir veya daha fazla yabancı diliniz olması sizleri gururlandıracaktır. Bu yazılanların hepsi bir öneri niteliği taşımaktadır herkesin kendine göre yöntem ve teknikleri bulunabilir. Siz de, size ait teknikleri paylaşarak bu yazıyı okuyan arkadaşlarımıza yardım edebilirsiniz.

Sevgilerimle.